Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
Mesaj:
13.567 Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir!
|
CUMA GÜNÜ VE NAMAZI
CUMA GÜNÜ VE NAMAZI
CUMA GÜNÜ VE NAMAZI
Muhterem Mü’minler!
Hutbemiz, Cum’a Günü Ve Namazının Fazîlet ve Ehemmiyeti hakkındadır.
Mevlâmız, bütün zaman dilimleri içerisinde bazılarını yekdiğerlerine nazaran üstün kılmış, bunu da lütf ve keremiyle biz kullarına haber vermiş ve mü’minler için afv ve mağfiret vesîlesi yapmıştır. Hutbemin başında okuduğum âyet-i kerîmesinde Cenâb-ı Hakk: “Ey îman edenler! Cum’a günü namaz için çağırıldığı(nız) zaman hemen Allah’ı zikretmeye gidin. Alışverişi bırakın. Bu, bilirseniz, sizin için çok hayırlıdır. Artık o namaz kılınınca yeryüzüne dağılın, Allâh’ın fazlından (nasîb) arayın. Allâh’ı çok zikredin. Tâ ki umduğunuza (yani Cennet ve Cemâl-i ilâhîye) kavuşasınız” buyurmaktadır. Rasûlüllah (sav) Efendimiz de Hadîs-i Şeriflerinde: “İçinde güneşin doğduğu en hayırlı gün” buyurmuşlardır. Cum’a gününün bu derece kıymetli olmasının bir sebebi de, yine Mevlâmızın takdîri ile zuhûra gelmiş ve gelecek olan birçok mühim, ulvî hadîse bu günde meydana gelmiş ve gelecektir. Bunlardan bazıları şöyle rivâyet edilmektedir. Hz. Adem(as)’ın halkedilmesi, Cennet’ten yeryüzüne indirilmesi, tevbesinin kabul edilmesi ve rûhunun kabzedilmesi Cum’a günü olmuştur. Kıyâmetin kopması da yine o gün olacaktır. Ayrıca Cum’a gününün, mü’minler için bayram günü olduğu da beyan edilmektedir. Bu hususla alâkalı bir hadîs-i şerifte: “Hakîkat, Cum’a günü hem bayram hem zikr günüdür” buyrulmaktadır. Diğer bir Hadîs-i Şerifte de Fahr-i Kâinât Efendimiz: “Allâh-ü Teâlâ’nın her Cum’a günü altıyüzbin âzadlısı vardır ki hepside Cehennem’e girmeyi haketmiş oldukları halde (Allah cc.) onları cehennem’den âzâd eder” buyurmaktadırlar. İşte bu derece fazîleti büyük olan, insanlar için bayram, afv ve mağfiret günü olarak ilan edilen bu Cum’a gününde şuurlu bir mü’mine düşen maddî ve manevî vazîfeler nelerdir? Bu husûsu yine yüce dînimizin koyduğu ölçüler müvâcehesinde îzah etmeye çalışacağım.
Muhterem Mü’minler!
Her şeyden evvel yukarıda okuduğum âyet-i kerîme mucibince, Cum’a ezânı okunduğu zaman alışveriş ve ticâretin bırakılması îcâbeder. O gün herkes mümkün olduğu nisbette dünyevî işlerini, vaziyetini önceden ona göre ayarlamalıdır. Cum’a günü olunca tertemiz yıkanmalı, en temiz ve en yeni elbiseler giyilmeli, başkalarını rahatsız etmeyecek tarzda güzel ve hafif kokular sürünmeli ve vakitli olarak camiye gitmelidir. Yine ağız, diş ve tırnak temizliği yapılmalıdır. Gidilen cami veya mescidde okunan veya konuşulan şeyler varsa huşû ile dinlemeli, değilse kendisi Kur’ân-ı Kerîm okumalı, evrad ve ezkâr ile meşgul olmalı, çokca salevât-ı şerîfe ve istiğfâr-ı şerîf okumalıdır. Bu hususla alâkalı olarak Rasûlüllah (sav) Efendimiz: “Hakîkaten günlerinizin en fazîletlisi, Cum’a günüdür. O günde bana salâtı çok getirin. Zîrâ sizin salâtınız bana muhakkak arz olunur” buyurmaktadırlar.
Câmiye giderken başkalarına rahatsızlık verecek sarımsak, soğan ve benzerî şeyleri yememelidir. Câmiye giren kimse, herhangi bir zarûret olmadıkça, başkalarını rahatsız edecek tarzda ön taraflara geçmeye çalışmamalı, boş bulduğu münâsib bir yere oturmalıdır. Aksi halde huşû ile oturmakta olan din kardeşini rahatsız etmiş olur. Câmiye mümkün olduğu nisbette erken gitmeye gayret edilmelidir. Çünkü, Hadîs-i Şerifte de beyan edildiği üzere: “(vazîfeli) melekler Cum’a günü mescidin kapısı başına oturur da birinci (falan kişi), ikinci (filan kişi), üçüncü (şu kişi) diye yazarlar. (İmam hutbeye çıkana kadar bu hal devam eder) İmam hutbeye çıktığı vakit sahifeler kaldırılır” buyrulmaktadır. Cum’a günü yapılan vaaz, okunan hutbe dikkatli ve sessizce dinlenmelidir. Bilhâssa hatıb hutbeyi okurken değil dünyevî konuşmalar, selâm alıp vermek dahî münâsib görülmemiş men edilmiştir.
Peygamber (sav) Efendimiz Hz. Hadîs-i Şerîflerinde buyuruyorlar ki: “Bir kimse Cum’a günü gusleder ve gücünün yettiği kadar temizlenir, yağlanır veya evindeki kokulardan sürünürse, sonra (mescide) çıkarda iki kişiyi aralamaz (boş bulduğu yere oturur), sonra kendisine farz olanı edâ eder, imam hutbe irad ederken konuşmayı bırakırsa bunun ile gelecek Cum’a arasındaki hataları bağışlanır.”
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR **********
KALEGÜNEY
|