[umut]

3 Temmuz" suratlara böyle yansıdı..

..İşte herşeyin özeti bu fotoğraf.. "Son pişmanlık" fayda etmedi.. "3 Temmuz" suratlara böyle yansıdı..

3 Temmuz Türkfutbolu için büyük bir fırsat, Temiz futbol adına, bir milad olacaktı.. Çok da iyi başladı.. Savcılar, emniyet görevlileri, eş zamanlı baskınlar, tutuklamalarla "Helal olsun" dedirtiyordu. Operasyonların ilk günlerinde TFF Başkanı Aydınlar, gördüğü belgeler karşısında "Durum vahim" derken, kulüpler ve yayıncı kuruluşu kurtarmak adına türlü rezilliklere imza atıyordu. Demirören in TFF başkanı olması ile işin sahaya yansımadığı konusuna geldi dayandı. Romanya mağlubiyetiTürk futbolunu kurtardıklarını sananların suratlarına işte böyle yansıdı..



Türkiye'nin adının dünyada ŞİKECİ ÜLKE, AVRUPA dan MEN EDİLEN ÜLKE TURKİYE diye anılmaması için işleri kördüğüm haline getirenler, Adı ŞİKE SÜRECİNDE geçen Beşiktaş ı yerle bir eden, borç batağına sokan, kendi şahsi oyuncağı gibi kullanan, gereksiz transferlerle tarihi kulübü icralık duruma getiren, uefa dan ceza almasına sebep olan Yıldırım Demirören i TFF Başkanı yaptılar..



Dünya da hiç bir ülkede gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şekilde adı Şike soruşturmasında geçen bir kulüp başkanını Futbolun başına getirerek, KİRİ KİRLE temizlemeye kalkarak, arkadan destek vermeye devam ettiler..
Özellikle 180 derecelik dönüşleri ile G.Saray Başkanı Aysal, ve Trabzonspor başkanı Şener in perde arkası pazarlıkları ile bir gecede destekleme kararı alarak YANINDAYIZ dedikleri Demirörenin başkan seçilmesinde büyük rol oynadılar. F.Bahçe ye de yine kapalı kapılar ardında CEZA ALMAYACASINIZ garantisi verilip susturulması ile DEMİRÖREN neredeyse Bursaspor hariç tüm kulüplerin İŞTE BÜYÜK KURTARICI coşkusu ile TFF Başkanı oldu..

Spor Bakanı Suat Kılıç, Demirören in TFF BAŞKANI olmasının el bombasının pimini çekmek anlamına geldiğini bilmeyecek kadar konudan uzak olunca, etrafında bu tehlikeyi anlatacak konunun içinde danışmanları da bulunmayınca Demirören bizzat BAKAN tarafından da desteklenen bir isim olarak TÜRK FUTBOLUNU KURTARAN ADAM olması için sahneye çıkartıldı..



TFF Başkanlığı, Beşiktaş başkanlığından kovulması an meselesi olan Demirören için bir kaçış olurken, bu kaçış BÜYÜK BİR ÖDÜL anlamına da geliyordu. Bu kadar basiretsiz, yeteneksiz ve liderlik vasfı olmayan birinin Türkfutbolunun başına geçmesinin ne büyük tehlike olduğunu söylemek yerine bizzat Demirören gazeteleri başta olmak üzere spor medyası da EYYAMCILIĞIN KRALINI yaparak , Demirören i alkışladılar..

.. Ve savcıların, emniyetin günlerce büyük özveri ile yaptığı çalışmalar yok sayılarak, çuval cuval klasörler TFF nin kurulları tarafından incelenmesi için TFF binasına getirilirken, merak edilen konu DİSİPLİN ve TAHKİM kurulunun ne karar vereceği idi.



Ancak etik değerlerin PARA ile satıldığı, yayıncı kuruluşu kurtarma adına, ahlak, hukuk ve etik kurallarını tüm futbol camiası olarak ayaklar altına alındığı bir ortamda SPOR HUKUKU nun ÖZGÜN ve ÖZERK kurullarının vereceği kararı bekleyenler ne kadar saf olduklarını yeni başkan Demirören in konuşması ile anladılar.

Disiplin kurulu ve Tahkim kurulu kararının ne olacağı beklenirken TFF nin başkanı Demirören yaptığı konuşmada ŞİKE SAHAYA YANSIMAMIŞTIR diyerek , disiplin kurulunu da , tahkimi de yok sayarak ancak DİKTATORYA rejimlerindeki gibi KRAL NE DERSE O OLUR diyerek, BEN SÖYLÜYORUM. ŞİKE YOKTUR. ŞİKE VE TEŞVİK SAHAYA YANSIMAMIŞTIR diyerek , disiplin ve tahkim kuruluna BÖYLE KARAR ÇIKARTACAKSINIZ ın mesajını veriyordu.

Tabi tüm bu rezilliklere karşı başta spor bakanı olmak üzere karşı çıkması gereken sporun akil adamları, Türkfutboluna yön veren kulüp başkanları , Teknik Direktörler AMAN BİR TATSIZLIK ÇIKMASIN diyerek susuyordu.

F.Bahçe'ye ceza gelmedi.. G.Saray Avrupa ya gitti.. Türkiye şikeci ülke damgasını yemekten kurtuldu. Yayıncı kuruluş Play Off garabeti sayesinde kurtuldu. Kulüpler tüm rezillikleri yiyip yutarak karşılığında hak ettikleri (!) parayı aldı.. Sonrasında transfer haberleri ve BÜYÜK BAŞKANLAR ın açıklamaları, Aziz Yıldırım ve diğer tutuklu sanıkların davaları, F.Bahçe taraftarının eylemleri, duruşmalar, suçlamalar ve ardı ardına gelen tahliyelerle tüm yaşananlar HİÇ YAŞANMAMIŞ duruma getirildi.



Türkfutbolunu rayına oturttuklarını sananlar.. Şike ve Teşviği sahaya yansımamıştır diye yiyip yutanlar, Milli Takımın başına Abdullah Avcı yı da getirerek, işleri yoluna soktuklarını sanmanın mutluluğunu (!) yaşarken TFF Başkanı Demirören "Ben olmasaydım.." ile başlayan ZAFER NARALARI atıyordu..

Sonuçta lig başladı.. Tutuklular ceza aldılar ama tutukluluk halleri kalktı. İş sadece Yargıtaya kaldı.. Değişen kanun ve yönetmeliklerle ŞİKE ve TEŞVİK sahaya yansımaması kaydı şartı ile LEGAL HALE getirilirken, Türk futbolunun dibine saatli bomba konuldu..
3 Temmuz dan önceki durumdan çok daha vahim durumu bilmek istemeyenler, ya da işlerine öyle gelenler saatli bombanın çalıştığının farkında bile değillerdi..
Ancak el birliği ile Türkfutbolunun dibine tahrip gücü futbolumuzu yerle bir edecek kadar güçlü bir saatli bombanın tık tık seslerini duyacak kadar konunun dışındaydılar..



Böylesine bir anlayış ve TFF Başındaki böyle bir insan , konunun uzağında bir bakan ile yönetilmeye kalkan Türkfutbolunun saatli bombası Milli maçlarda patladı..

Romanya maçını çantada keklik görenler, gruptan kesin çıkarız rahatlığı ile başta TFF Başkanı olan Yıldırım Demirören başta olmak üzere rezilliğe imza atanlar koltuklarına kurulurken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Türk futbolunu emanet ettiği kendi bakanı ve TFF Başkanının gerekeni yaptıkları umudu ile Saraçoğlundaki şeref tribününde yerini almış, bir galibiyeti alkışlamak için yerini alırken, sağına Bakan Kılıç, soluna TFF Başkanı Demirören oturmuş, alınacak KESİN bir GALİBİYET sonrası , Başbakanın kendilerini tebrik etmeleri için en yakınında yer almışlardı..

Ancak ŞİKE VE TEŞVİK SAHAYA YANSIMAMIŞTIR ayıbına, rezaletine imza atanlar. Romanya nın attığı golden suratlarına o karar yansıyordu..

Başbakan Tayyip Erdoğan "Gerekeni yapıyorlardır" diyerek Türkfutbolunu rayına oturtmanın verdiği rahatlıkla oturtuğu koltukta sahadaki gördüğü manzara suratına öfke olarak yansıyordu. Başbakan ın ifadesi adeta "Ben size sorarım" derken, Bakan Kılıç ve Demirören in yüz ifadeleri "İşte şimdi ayvayı yedik" durumundaydı..

Nitekim KEŞKE 3 TEMMUZ SÜRECİNE YENİDEN DÖNSEK de YAPTIĞIMIZ HATALARI YAPMASAK, GEREKENİ YAPSAYDIK pişmanlığı suratlarına yansıyanlar, tekrar başa dönmek için kolları sıvıyordu..

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı öfkeli ve derin bakışları ile BU BAŞARISIZLIĞIN HESABI MUTLAKA SORULUR derken, surat ifadelerinde YER YARILSA DA İÇİNE GİRSEK ifadeleri aynı anda yansıyan bakan Kılıç ve TFF Başkanı Demirören büyük bir eziklik yaşarken, Romanya TFF Başkanı ayağa kalkmış, bu üçlünün yanında GURURLA TÜRKİYE ye GOL ATAN FUTBOLCULARINI AYAKTA ALKIŞLIYORDU..

Müdahil olması hukuken mümkün olmayan Gençlik Spor Bakanlığı , ŞİKE DAVASI konusunda kararı temyiz ederek, müdahil oluyor, adeta ÜÇ TEMMUZ SORGULAMALARI YENİDEN BAŞLASIN diyerek, tahliye olanların bile yargılanmasını gündeme getirecek bir başvuruda bulunuyordu..

Sonrasında Macaristan maçı Türkfutbolunu bu hale getirenlerin Suratlarında ÜÇ TOKAT olarak adeta patlıyor.. Saatli bomba 90 dakika sonrasında patlayarak Türkfutbolunu yerle bir ediyordu..

İŞTE 3 TEMMUZ SÜRECİNDE , ŞİKE SAHAYA YANSIMAMIŞTIR kararını verenlerin ROMANYA MAĞLUBİYETİ sonundaki yüz ifadeleri BÜYÜK PİŞMANLIĞIN "Biz nerede yanlış yaptık" ın SON ve ACI PİŞMANLIĞIN tarihe geçecek fotoğrafı olarak futbol tarihi sayfalarındaki yerine işte böyle aldı.



Tüm bu karşılaştırmaların eşiğinde maçın sonunda gülen taraf Rumen Futbol Federasyonu Başkanı oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve TFF başkanı Yıldırım Demirören koltuklarında büyük bir moral çöküntüsü yaşarken Sandu, takımını ayakta alkışlarken yüzündeki ifade her şeyi anlatıyordu.