|
Öyküler & Hikayeler Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Öykülere, Hikayelere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
07 June 2006, 09:25 | Mesaj No:1 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
Türkülerimizin Hikayeleri.
Türkülerimizin Hikayeleri. Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür. Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış. Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür. Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır. Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur. Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler Annesinin bir tanesini hor görmesinler Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim Babamın bir atı olsa binse de gelse Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse Kardeşlerim yolları bilse de gelse Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim Kaynak: Türk Halk Müziği ve Oyunları Sayfa 164 Cilt1 Sayı4 Yıl1 - 1982
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
07 June 2006, 11:48 | Mesaj No:2 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
rs
Çok duygulu bir hikayenin sonunda böyle bir türkü yapılmış harika. Paylaştığın için sağol.
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
07 June 2006, 15:45 | Mesaj No:3 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
Türkülerimizin Hikayeleri.
süpersin ya eline sağlıkdevamını bekleriz
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
08 June 2006, 09:43 | Mesaj No:4 |
Durumu:
Papatyam No :
882
Üyelik T.:
23 May 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
:)
ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK AYESER
GERÇEKTEN TÜRKÜLÜREMİZİN ÇOĞUNDA BÖYLE HİKAYELER VAR HEPSİ BİREBİR YAŞANMIŞLARI ANLATIYOR PAYLAŞIMIN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER ORMANCI TÜRKÜSÜNÜNDE HİKAYESİ BUNA BENZİYOR ONU DİNLEMİŞTİM. KÖYÜN İKİ GENCİNİ ANLATAN BİR HİKAYEYİ YANSITIYOR ONUNDA HİKAYESİ BÖYLEYDİ
__________________
SEVMEK GÜZEL ŞEY SEVİLMEKTE ONUN KADAR
SEVİPTE SEVİLMEMEK ACIDIR ÖLÜM KADAR YALNIZLIK ALLAHA MAHSUSTUR HER CANLI BİR DOST ARAR TAŞIN KALBİ YOK AMA ONU DA YOSUNLAR SARAR |
08 June 2006, 10:02 | Mesaj No:5 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
Türkülerimizin Hikayeleri.
Çarşamba yı Sel Aldı...
Ahmet abdal deresinin kıysında yerleşmiş yoksul köy ailelerinden birinin oğluydu..baharla birlikte yıllarca süren karasevdası karşılık bulmuş..melek kalbini açmıştı..kısa zamanda yüzük takıp nişanlandılar.. ahmet yapraklar sararmaya durduğunda orduya yollandı..melekse gözyaşlarıyla başbaşa kaldı..ağaoğlu mehmet ali melek e gözkoydu..ahmet in arkadaşları ne kadar uyardılarsa kar etmedi.. melek reddetti mehmet ali yi..bunun üzerine ağaoğlu adamlarıyla melek i dağa kaldırdı..kötü haberi kuşlar uçurdu ahmet e..kısa günde uçageldi aşkın delikanlısı..kuşandı atını silahını..arkadaşlarıyla düştü yollara..dağ tepe demedi gece gündüz melek i aradı.. ´meleeeeek..meleeeeek..´ diye çığıra çığıra sesi uçtu.. önce bir çakal yağmuru uç verdi..sonra şimşek şimşek içinden çıktı..çatırdadı koca gökyüzü..ışınlar çarşamba ovasını renkten renge soktu..ne yağmur ne silinen izler aşkın atlılarını durduramadı.. tufan ikinci kez yaşanıtordu sanki..yağmur yeşilırmak ı boğuverdi..çarşamba ovası kaynayarak akan bir göle dödüştü..canik dağları ndan aşağılara doğru bir çığ gibi önüne kattığı her şeyi sürükledi sel..evler..insanlar..bebek beşikleri..hayvanlar..kağnılar..ağaçlar.. büyük küçük kayıklar çaltı burnu na doğru sürükleniyordu.. sonunda duruverdi yağmur..güneşle parladı yeşil çarşamba..usul usul bir gökkuşağı belirdi..sular günbegün çekildi..çekildikçe hayat yeniden kurulmaya başladı..yaralar sarılıyor..evler onarılıyordu..abdal deresi nin-yeşil ırmak a katılmak üzere-döküldüğü yamanın başında ahali toplanmaya başladı..derenin eğimle indiği yamanın dibinde büyük bir kaya parçası vardı..onun üstünde ise iki insan..melek ve ahmet ti onlar..elele tutuşmuş sırtüstü öylece yatıtorlardı..ahali sel acısını unutmuş onlara yanıyordu..hüzün gözyaşına döndü.. o büyük kaya parçası..ahalinin üstünde toplandığı o taş..yedi yerinden ayrıldı..ve her birinden bir servi boyu su fışkırmaya başladı.. bu hazin aşka doğa gözyaşı döküyordu.. ahali şaşkınlığın ardından dualar okumaya başladı..dualar içten mırıltılara..yıllardır can alan insanların acısını dile getiren dizelere dönüştü.. işte rivayet o rivayet..derler ve hikaye ederler ki çarşamba yı sel aldı türküsü o acı mırıltılardan doğdu.. yedi yerinden su fışkıran kayanın olduğu yerde bir su değirmeni kuruldu.. ve o yöre o gün bu gündür değirmenbaşı olarak anıldı..(çarşamba daki değirmenbaşı mah.) çınar ağaşlarının gölgelediği ahşap değirmenin yedi taşı vardı..yedi oluğuna su veren set üzerinden yedi kez yürümek..sağ ve sol omuz üzerinden yedişer kez su atmak uğur sayıldı..her hıdrellezde bu yaşandı..1970 lerde değirmenin yıkımına değin bu gelenek sürdü..
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
08 June 2006, 11:49 | Mesaj No:6 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
RS
Eeee bu hikayeyede bu türkü yazılmazda ne yapılırdı değilmi?
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
09 June 2006, 13:29 | Mesaj No:7 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
Türkülerimizin Hikayeleri.
Bitliste Beş Minare
Yöre: Bitlis Bitlis biirinci dünya savaşından önce nufüsu 30000´dir lakin savaş çıkınca halk göç eder ve nufüs 3000´e düşer. kurtuluş savaşında baba ile oğlucepheye gider savaş biter ve baba ile oğul şehre dönerler bir tepede baba heyacandan mıdır yoksa yorgunluktan mıdır bilinmez o tepeden memleketi bitlise bakamaz ve oğluna sorar oğul bitliste ne kaldı.. Oğul "baba bitliste beş minare kaldı" baba; başlar türküye bitliste beş minare beri gel oğlan beri gel...
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
12 June 2006, 15:18 | Mesaj No:8 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
Türkülerimizin Hikayeleri.
Afyon dağlar içinde
Gül yapraklar içinde Afyon'u Allah korusun Kalesi var içinde Saçım uzun öreyim Göz yaşımı sileyim Eğil Afyon kalesi Ben yarimi göreyim Diye mani yakan diller, bazen sevdiklerine sitemlerini manilerle gönderirken Karahisar Kalesi'nden söz etmeden geçememişlerdir: Hisarın ardı diken Yaktın beni gül iken Allah da seni yaksın Üç günlük gelin iken Kaleden indim iniş Mendilim dolu yemiş Yare saldım yememiş Kendisi gelsin demiş Afyon'un kalesine Kuş konmuş tepesine Sırçadan saray yapsan Varmam senin gibisine Kalenin ardındayım Saatin dördündeyim Eller derin uykuda Ben yarin derdindeyim
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
12 June 2006, 15:37 | Mesaj No:9 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
rs
Mevlüt çok güzel Afyon türküsü ellerine sağlık.
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
12 June 2006, 18:37 | Mesaj No:10 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
Türkülerimizin Hikayeleri.
Karahisar Kalesi ile İlgili Diğer İnanışlar
Halk arasında Karahisar Kalesi'ne bir kez tırmanan bir kişinin 7 yıl Afyonkarahisar'dan ayrılmayacağına ilişkin bir inanç vardır. Bu inanç ne kadar doğrudur bilemeyiz ama yüzyılların deneyimine dayanan ve bilimsel olarak açıklaması da yapılabilen bir diğer inanç vardır ki o da “ Karahisar Kalesi'nin ardı kararınca Afyonkarahisar'a yağmur yağdığıdır.” Olayı bilimsel yönden şöyle açıklamak mümkündür: Yurdumuza yağışlar genellikle Kuzeybatıdan ve güneybatıdan, yani Balkanlarla Orta Akdeniz üzerinden gelmektedir. Yağış sistemleri Ege, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu üzerinden yurdumuzu terk etmektedir. İşte Karahisar Kalesi'de Afyonkarahisar kentinin batısına yakın bir yerde kurulu bulunduğundan yağmur bulutları sürekli olrak kalenin arkasından gelmekte ve Karahisar Kalesi'nin arkası kararınca Afyonkarahisar'a yağmur yağmaktadır.
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Serdar Yıldırım Fabl Hikayeleri | Serdar Yıldırım | Öyküler & Hikayeler | 0 | 03 October 2015 00:32 |
Albatros Hikayeleri - Evde Köpek Beslenmez | Serdar Yıldırım | Öyküler & Hikayeler | 0 | 02 September 2013 12:08 |
Serdar Yıldırım Hikayeleri | Serdar Yıldırım | Öyküler & Hikayeler | 0 | 27 March 2013 17:04 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |