28 October 2008, 00:13 | Mesaj No:101 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
_mentes_baraj_golu_adana
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 October 2008, 00:16 | Mesaj No:102 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
_mentes_baraj_golu
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
29 October 2008, 11:59 | Mesaj No:103 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
AĞCA MESCİT
Ulu Camii Mahallesindedir. 1409 yılında Ağca Bey adlı bir Türkmen ağası tarafından yaptırılmış olduğundan, bu ismi almıştır. Adana’nın bilinen en eski Türk yapısıdır. İri, blok kesme taşlardan yapılmış olan mescidin beden duvarları alçak bir platform üzerinde ve kare plandadır. Yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüş olan eser, dıştan bir türbeyi andırmaktadır. Mihrabı süslüdür. Selçuklu taş işçiliğinin başarılı bir örneğidir. Eser kitabesine göre, 1770 yılında Hacı Hasan Ağa tarafından esaslı şekilde onarım yapıldığı anlaşılmaktadır. 27 Haziran 1998 depreminde hasar gören mescidin onarımı 1998-2004 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce tamamlanarak, 2004 yılı içerisinde ibadete açılmıştır. .
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
29 October 2008, 12:02 | Mesaj No:104 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
ALEMDAR MESCİDİ
Başocak Mahallesindedir. 1748’de Alemdar El-Hac Mustafa Hasan Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. Kare plan üzerine tek kubbeli olarak kesme taş duvarlardan yapılmış olan mescidin kubbesi oluklu kiremitlerle kaplıdır. Kubbe intikali pandantiflerle sağlanan eserin, beden duvarlarına her kenarda açılmış olan ikişer pencere mekanı aydınlatır. 27 Haziran 1998 depreminde hasar gören mescidin onarımı 1998-2004 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce tamamlanarak 2004 yılı içerisinde ibadete açılmıştır
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
29 October 2008, 12:10 | Mesaj No:105 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
Alman Köprüsü (Varda Köprüsü) - ADANA Karaisalı'nın 17 km batısında 1912 yılında Almanlar tarafından yapılan Alman Köprüsü gerçekten de harika bir mimariye sahip.Almanlarla yakın müttefik olduğumuz dönemde yapılan bu köprü'nün bayan mimarı da köprü inşaatı sırasında düşüp hayatını kaybetmiş.Gidip görülmesi gereken bir yer.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
29 October 2008, 12:14 | Mesaj No:106 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
Alman Köprüsü (Varda Köprüsü) - ADANA
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
29 October 2008, 12:16 | Mesaj No:107 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
Alman Köprüsü (Varda Köprüsü) - ADANA
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
29 October 2008, 12:30 | Mesaj No:108 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
ADANA HACIKIRI VARDA DEMİRYOLU KÖPRÜSÜ
Adana ili Karaisalı ilçesi Hacıkırı(Kıralan) Köyü'nde bulunan yöre halkı tarafından "Koca Köprü" diye anılan Hacıkırı Demiryolu Köprüsü aynı zamanda çeşitli hikayelerle özdeşleştirilerek Varda Köprüsü'de denmektedir.Adana'ya uzaklığı karayolu ile Karaisalı üzerinden 64 km. dir.Demir yolu ile Adana Garı'na mesafesi 63 km. dir. Bu köprü TCDD'nin çelik kafes taş örme tekniği ile yapılan 6. Bölge sınırları içinde bulunan çok önemli tarihi,stratejik bir köprüdür.100 yıllık bir geçmişi vardır. TEMEL VE TEKNİK ÖZELLİKLERİ Kargir köprü türünde 3 ana açıklık 4 ana ayak üzerine kuruludur uzunluğu 172 m. dir Köprünün üzerindeki demiryolunun (Konya gar Klm :0+000 dır.) * başlangıç km. si: 307+106 * bitiş km. si: 307+278 * ortak km. si: 307+222 dir. ADANA HACIKIRI VARDA DEMİRYOLU KÖPRÜSÜ Yerden orta ayak yüksekliği 93 m. dir.Köprü ayakları çelik mesnet türü olup dış kaplaması taş örme tekniği ile yaplmıştır.Başlangıç yapım yılı 1907 , bitiş tarihi 1912 dir. Köprü ayakları bakımı için dört adet ayağın içinde bakım merdivenleri mevcuttur. Köprü üzerindeki demir yolu 1220 m. yarıçaplı bir kurpla düzenlenmiştir.Buradaki dever miktarı 85 km hıza göre 47 mm. dir.5 yıllık yapım sürecinde 21 işçi ve bir mühendis çeşitli nedenlerle ölmüştür
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
29 October 2008, 12:39 | Mesaj No:109 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
KÖPRÜ İÇİN ÇOK ŞEYLER SÖYLEBİYO BUNLARDAN Bİ TANESİ DAHA HANGİSİNİN DOĞRU OLDUĞUNA AÇIKCASI BENDE BİLMİYORUM Köprü inşaatında çalışan Türkler tarafından aşağı bir şey atarken veya düştüğünde aşağıdakileri uyarmak için vardı ha! Vardı ha! Şeklinde bağırılırmış. Rivayete göre köprünün inşaatında çalışan alman mühendis yada yetkililerden birisi dengesini kaybedip köprüden düşüp ölmüş, düşerkende alman aksanıyla Varda! Varda! (vardı ha! ) diyerek aşağıdakileri uyarmış. Bu nedenle köprüye VARDA adı verilmiş. Aslında bence en uygun isim Hacıkırı viyadüğü olmasıdır. Köprünün ayaklarındaki merdivenler bakım için değil. Askeri! Amaçlıdır. ADANA HACIKIRI VARDA DEMİRYOLU KÖPRÜSÜ
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
29 October 2008, 12:58 | Mesaj No:110 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: ADANA
Kilikya Antik Kenti ve Anazarbus (Anavarza) Kalesi - ADANA Anavarza Efsanesi Çukurova’nın kuzeydoğusunda, Savrun suyunun Ceyhan Irmağı’na kavuştuğu yerin yakınında bir kale vardır. Adına “ Anavarza Kalesi” derler. Ceyhan’dan Kadirli’ye giderken, Anavarza Kalesi sağda, ovadan bitercesine birden bire yükselir. Kale yalçın bir kaya üzerindedir. Şehir kalenin eteklerine kurulmuştur. Bugün şehir ve kale kalıntısı halen ayakta durmaktadır. Bu tarihi kalıntının güzel bir efsanesi vardır. “ Vaktiyle Anavarza yiğit insanların, güzel kızların yaşadığı büyük bir şehirmiş. Kent ve kale dıştan gelecek her tehlikeye karşı koyabilecek durumdaymış. O zamanlarda şehirde yaşayan taş ustaları taştan oymalarla evleri, meydanları süsler, insana şaşkınlık verecek hayranlık uyandıracak eserleri yaratırlarmış. Gündüzleri halk, kentten çıkar, tarlada bayırda işini görür, akşam olduğunda kente geri dönermiş. Kentin dışı derin hendeklerle ve yüksek duvarlarla çevriliymiş. Kentin kapısındaki asma köprüden başka içeri girilebilecek hiçbir yer yokmuş. Halk bu güzel kentte huzur içinde yaşarmış. Akşamları her ev kahkahayla dolarmış, ağıtlar şarkı diye söylenirmiş. Halk mutluymuş, tabii ki kentin kralı da mutluymuş, günler böyle gelir geçermiş. Anavarza Kralı’nın (Aya sen doğma, ben doğayım) diyen dünya güzeli bir kızı varmış. Bu kız akıllı mı akıllı, güzel mi güzelmiş. Gel gör ki, günlerden bir gün işte bu kız yüzünden kentin huzuru kaçmış, Kralın o gülen yüzü kararmış, kaşları çatılmış. Bir gün Sis Kralı’nın elçisi, Anavarza Kralı’na gelmiş. - Ulu Sis Kralı adına yüce Anavarza Kralına saygılarımı sunarım, demiş. Kral : - Söyle bakalım ne diler kralın bizden? Deyince de elçi : - Kralım kızınızı oğluna ister. - Yaa, öyle mi? - Evet yüce kralım. - Ya isteğini kabul etmezsem? - Ulu Kralım bunu da düşünmüştür. Kızınızı oğluna vermezseniz, Krallığınıza savaş açacağını bildirmekle görevli bulunuyorum. - Savaş diler demek? - Hayır … Ama … - Sis Kralına söyle, bu işi düşünmemiz gerekir. Anavarza Kralı işte böyle demiş. Dert geldi mi üst üste gelirmiş. Sis Kralı’nın elçisi gidince bu defa Misis Kralı’nın elçisi kapıya dayanmış. O da Misis Kralı’nın oğluna istemeye gelmiş. O da aynı istek ve tehditler de bulunmuş. Anavarza Kralı, çok halim selim, iyi yürekli bir insanmış. Ne yapacağına karar verememiş, dalmış kara düşüncelere. Durum çok çetin. Kızını bu krallardan hangisinin oğluna verse diğeri yine kendi halkına savaş açacak. Belki de ülkesi elden gidecek. Hiçbirine vermezse bu defa iki ülke halkı ile savaşmak zorunda kalınacak diye düşünüp durmuş. Kız babasının haline çok üzülmüş yüerğinden vurulmuş, babasına : - Olur mu Kral babam. Ben senin kızın değil miyim? Bana derdini niçin açmazsın? Diye kahırlanmış. Kral : - Kızım, güvercen topuklu yavrum demiş. Çok haklısın. Bilmem ki ne etsem. Sis Kralı elçi göndermiş, oğluna seni ister. Misis Kralı da elçi göndermiş. O da oğluna seni ister. Vermezsem, savaş açılacak, hangisine peki desem yine olacağı bu. Ne yapmalı bilemedim demiş. Kız gülmüş : - Ondan kolay ne var? - Şeytan bile çözemez bu düğümü kızım, demiş Kral. Kız : - Hayır Kral babam; bundan kolay bir şey yok. Dersen ki onlara, ben kızımı veririm, veririm ama, bir koşulum var. Anavarza’nın suyu az. Buraya bol suyu ilk önce kim getirirse, onun oğluna veririm kızımı. Onlara böyle söyleyin siz. Gerisine karışmayın. - Bak işte, bunu hiç düşünmemiştim. O zaman savaşsız çözeriz bu işi. - Elbette babacığım. Halkımız rahat, huzur içinde yaşıyor. Onların benim yüzümden acılara katlanmalarını, ölmlerini istemem hiç, demiş. Böylece aradan günler geçmiş her iki kralın elçileri, Anvarza Kralı’nın kararını öğrenmek üzere Anavarza’ya gelmişler. Kral onlara kızının öğrettiğini söylemiş. - Anavarza’ya bol suyu ilk getirenin oğluna kızımı vereceğim. Kararımı krallarınıza böyle iletiniz. Elçiler bu kararı hemen kendi krallarına iletmişler. Bunun üzerine, Sis Kralı yukardan, Misis Kralı aşağıdan başlamışlar su yolunu yapmaya, Sis Kralı su yolunu yontma taşlardan, çok güzel, sağlam biçimde yaptırmaya uğraşırmış. Bu yüzden işi geciktirmiş. Misis Kralı da kerpiçten yaparmış su yolunu. Bu yüzden Misislilerin su yolu görünmüş. Sislilerden bir haber yok. Misilsilerin su yolunun kente yaklaşmakta olduğunu gören kızı almış bir üzüntü. Meğer içten içe yiğitliğini duyduğu Sis Kralı’nın oğlunu seviyormuş. Ona adamlar göndermiş ve : - İyiye kötüye bakma. Elini çabuk tut, demiş. Ama taş yol bu. Peynir değil ki doğrana, çamur değil ki sıvana. Sonunda Misislilerin yolu bitmiş. Sı gelmiş kentin kapısına dayanmış. Dayanmış dayanmasına ama, kız buna dayanamamış. Kaldırmış kendisini kayalıklardan aşağı atmış. Derler ki, Anavarza o günden sonra bir daha şenlik nedir bilmemiş. Kentin evlerinden neşe dolu kahkahalar yükselmemiş.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |