19 March 2008, 21:42 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
145
Üyelik T.:
16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
EFENDİMİZ...
EFENDİMİZ... EFENDİMİZ... Sen gittin, çaresiz kalmışız senden uzak Yollarımıza ihtişamla, kurulmuş tuzak. Sen gittin, yokluğun yürekleri ayırmış Bilen cahil olmuş, bilmeyeni kayırmış. Sen yetimler yetimi, ıssız çöllerin ışığı Sana canımız fedadır, Ey Ümmetin Aşığı. İnleyenler çoğalmış, zalim küheylana binmiş Alimler makama düşmüş, adalet sinmiş. Gittin de gelemedik peşinden korkusuzca Fani bizi kuşatmış, hapsetmiş sorgusuzca Efgan esti bir zaman garipler yurdunda Adalet aciz düşmüş fakirin umudunda Gittin de Efendim, yanmışız bir zaman Beşer sevgine susamış, inlemiş elaman. Hicran ile özler olmuş şafağın sökmesini Küfür pervasızca savurmuş tekmesini Kandiller uykusuz kalmış, seheri beklemiş Avlular ıssızlaşmış, baharına hazan eklemiş Şadırvanlar gözyaşı akmış senin hasretinle Sineler huzur bulmaya çalışır kudretinle Çoğumuz yolunu unutmuş ulu camilerin Birçoğumuz önünde eğildik haramilerin Sen gittin boynu bükük kaldı lalelerin Gittin de nuru sönükleşti rahlelerin Ufuklara bakar oldu hezaran gönüller Sıra sıra yoluna dizildi solmuş güller Tanışıp arkadaş olduk zenginliğin acısıyla Dostluk kurduk insanların en yağcısıyla Seni unutturanlar utandırdı bizi dünyada Özlem ve umutlarımız kaldı rüyada Gittin de sızladı herdem sana meftunlar Ayakta kalır mı ki bin yıllık sütunlar Onlarda hicranınla gömüldüler tarihe Duasız bedenler esir düştü karihe Kardelenler her ilkbaharda azalır olmuş Gülistana giriftar olan çiçeklerde solmuş Sensizliğin ummanında kaybolup gittik Kalmadı mecalimiz deryalarda yittik Sen gittin, kalmışız tebessüme yaban Akmıyor leblerden o içli vird-i zeban Hayat yaşantımıza günah mumu yakmış Şafaklar hasret, nehirler hep gıybet akmış Kitap rafa kalkmış, hitap belirsizleşmiş Hâyırlar tükenmiş, haksızlık hadsizleşmiş Bir görseniz Efendim rezil ahvâlimizi Badeler istila etmiş, perişan halimizi Sabır gitmiş, kibir kılıç sallar olmuş Nur’un ile dolu sineler, gam ile dolmuş Yokluğun sinemizi yaraladı asırlardır Orada göllenmiş didelerin yaşı vardır Kana kana su içsek mübarek kabından Sensiz karanlığa büründü alem hicâbından Çarşı Pazar, gezdirdiler bizi habersizce Sonra “hangisi daha güzel” dediler sizce? Şan, şöhret ve mülke ettiler bizi müptela O yüzden tez esti bağrımıza rüzgar-ı belâ Tutamadık sana verdiğimiz sözü Efendimiz Her yanda bir ses “eyvah yıkıldı bendimiz” Cemalin düşlerimizi süslesin Efendimiz Boynumuzu acıtıyor artık kemendimiz Eski günleri özler olduk derin hicran ile Gamlandık bir zaman zamansız buhran ile Garipleri her çağda muştuladın Ey Resûl Niyazımızdır Rabbim; “Sen eyle mevsul” Yokuşlarımız çoğaldı, dizde derman kalmadı Yel değdi, zaman savurdu, hiç huzura salmadı Günler geceleri kovaladı, çehreler unutuldu Senden uzaklaşan gönüller, musibet buldu Yesrib’in tozlu yollarının aşıkları nerde Hani kokunu getirirlerdi tanda, seherde Sen’in tutkunların vardı, Cemal’ine hayran Enes’lerin vardı, küfre karşı Sen’i kayıran Asûde şafakları bekliyoruz biçare halde Dinlemez kimse bizi, Sensiz bu ahvâlde Kapılar kilitlendi, pencerelere çıktı komşuluk Oysa açık kapılarda belli olurdu ululuk Yağmalandı biçareler, yetim-fakir kıyıldı Ağızlar mühürlendi, susmak evlâ sayıldı Tebessüm kabre girdi, gösteriş başa geçti O çehreler bir zaman, ne kadar da güleçti “Hak Rızâ’sı gitti, “desinler" geri geldi Geldi gelmesine de, o da sineleri deldi Şeytan tacir oldu, hileler pazara indi Hani hak müminin, haksızlık gafilindi “Aldatmaca yok”, gitti çarşı ve pazardan Oysa kanâatsizler kurtulmaz intizardan Vuslatı aradık asırlardır Efendimiz Hasret dostumuz oldu, nefret bendimiz… Bizler saadet maşukuyuz Efendimiz Aşığı maşuksuz bırakmaz Hûdavend’imiz Yanımızdan ayırmıyoruz zevk-ü sefayı Oysa çabuk unuttuk Ebvâ’yı ve Safa’yı Kıyl-ü kal göğe ağdı, perde perde Gazap yağmurları arttı yüreklerde Melekler uzaklaştı candan, birer birer Niyazlar getirmez oldu canandan haber Dillerde İsm-ü Pâk’in kaldı Efendimiz Ağlamayı unuttu şu bedbaht gözlerimiz Gülmekten çizgiler oluştu yanaklarımızda Derman olmaz oldu artık eyvahlarımızda Dillerimiz menfiyatla yoğrulur oldu Heyhat… Kalplerin asırlık ziyası da soldu Halimizi kime arzedelim Efendimiz Nedametten yana yok ki bir menendimiz Nur’unu yansıt, şu biçare gönüllerimize Bir kez daha bak şu günahkâr hallerimize Süsle rüyalarımızı, Ey Habib-ül Bekkâîn Ancak Cemâlinle olur yüzler mutmain Ednâlar mecnun desinler, varsın Sen, bereketsin, Sen nalânlara kârsın Sen, başımızın tacı, en nadide yarsın Sen Ey Efendiler Efendisi, iyiki varsın…! 03/06/2007..........................................Mecr ûhî
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
ADALETLİ VE HOŞGÖRÜLÜ OLMAYI PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN HAYATINDAN ÖĞRENİN | umut | Çözüm Kuran Ahlakı | 0 | 23 August 2009 18:14 |
İBLİS'İN PEYGAMBER EFENDİMİZ İLE KONUŞMASI | umut | Şeytanın Hileleri | 0 | 01 June 2008 16:45 |
H.Z. BİLAL EFENDİMİZ | mevlutgunes | Dini Sohbetler | 1 | 30 June 2006 11:08 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |