Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - İzmir - Hükümet Konağı
Konu Başlıkları: İzmir - Hükümet Konağı
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 October 2009, 12:48   Mesaj No:2

umut

Papatyam Editörü
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:umut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1242
Üyelik T.: 19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
Mesaj: 13.567
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ynt: İzmir - Hükümet Konağı

Sadece cephe değil, ana binanın tüm bölümleri yeniden inşa edildi.



Yanan konağın Katipzade konağı ile herhangi bir ilgisi yoktur.
İzmir, XIX. Yüzyıl’da iki kez Aydın Vilâyeti merkezi olur. İlki 1841 yılında gerçekleşen ve iki yıl kadar süren bu durum 1850 yılının Haziran ayında Aydın Valiliği görevine atanan Damat Halil Rifat Paşa’nın yönetiminde yinelenir ve Paşa vilâyet merkezini Aydın’dan İzmir’e nakleder ve de bu durum Cumhuriyet’in ilânına kadar bir daha değişmez. Görevinde yalnızca bir buçuk ay kalan Damat Halil Rifat Paşa bu kısa zaman içinde özellikle nüfus idaresinin kayıtları ile vilâyet asayişini yeniden düzeltir ve bu arada sonradan Devlet Hastanesi olacak Guraba-i Müslümin Hastanesi’nin temelini atmayı başarır. Ancak bu kadar kısa zaman içinde vali konağı olarak kullanılacak yeni bir binanın yapımı için çalışma yapacak zamanı bulamaz. Böyle bir binanın yapılması işi daha sonraları Mehmed Sabri Paşa’ya kısmet olur. Kendisi de İzmirli olan ve aralıklarla üç kez Aydın Valiliği görevine atanan Mehmed Sabri Paşa “Devlet dairelerinin bir çatı altında toplanmasını” sağlamak için uygun bir binanın mutlaka yapılmasının gerekliliğine inanır o yıllarda iyice harap hale gelen Kâtipzade Konağı kısa zamanda yıktırılarak 1868 yılı sonbaharı sonunda İzmir Hükümet Konağı’nın yapımına başlanır.

Söz konusu, yıktırılan konak, XIX. Yüzyıl’ın başında İzmir’de oldukça etkili bir yönetim biçimi gösteren Kâtipoğulları’na aittir. Kâtipoğlu Hacı Mehmet Bey, babası Osman Bey ve dedesi Ahmet Reşit Bey gibi merkez yönetimi hiçe sayan ve İzmir ve çevresini dilediği gibi yöneten dik başlı bir mütesellimdir. Adeta bir derebeyi gibi davranarak ve çoğu kez keyfî kararlarla İdam cezası verdiği insanların asılışlarını top attırmak suretiyle duyurur ve böylelikle halkın gözünü yıldırır. Kâtipoğulları şehrin içinde birçok konak ve çiftlikleri olmasına rağmen şimdiki Hükümet Konağı’nın yerinde yaptırdıkları ahşap ve bol çıkmalı konağı “kışlık”; Mithat Paşa Caddesi üzerinde bulunan Askerî Hastane eski binasını da “yazlık” konut olarak kullanırlar. Sözünü ettiğimiz kışlık konak neredeyse hanlarla boy ölçüşecek büyüklükte bir yapıdır.
Aşağıdaki fotoğraf, Sarıkışla ardındaki bu konağı göstermektedir.


Ancak bu ailenin etkinliği Sultan İkinci Mahmut’un tahta çıkmasıyla birlikte sona erer. Çünkü Sultan Mahmut tahta oturur oturmaz “Merkezî otoritenin gücünün vilâyetlerde de tam olarak görülmesi” politikasını uygulamaya geçirir. Kâtipoğlu’nun İzmir’de bulunan yabancılarla dost olması ve ihtişamlı bir hayat yaşaması “Saray”ın gözünün kendisine çevrilmesine neden olur ve 1816 yılında bu işi “halletmekle” görevlendirilen Kaptan-ı Derya Hüsrev Paşa birçok ayrı öyküde anlatılan çeşitli olayların sonucunda bir vesileyle gemisine bindirmeyi başardığı Mehmet Bey’i Midilli Adası’na vardıklarında boğdurtarak öldürtür ve cesedi orada gömdürtürken maktulün başını sultana gönderir.
1867 yılında yıktırılıran Kâtipzade Konağı’nın yerine yapılması planlanan Konak 1868 - 1872 yılları arasında inşa edilir. Yapının planları Fransız mühendis Rufo tarafından hazırlanır, inşaat nazırlığını ise Salepçioğlu Hacı Ahmet efendi üstlenir. Hükümet Konağı’nın tamamlanmasına kadar geçen zamanda da, kıyıdan biraz daha içeride bir bölgede bulunan yapılar kullanılır ve birkaç yıl süren bu dönemde söz konusu bölgeye günümüze “Başdurak” olarak gelen “Başoturak” denir. İzmir’de, Napoli tarzında ilk kaldırım, bu inşaat nedeniyle, günümüzdeki Anafartalar Caddesi’nin bu konak yanında kalan giriş bölümüne döşenir. Yapıldığı yıllarda konağın deniz yönüne bakan cümle kapısı merasim günlerinde kullanılırken, genel giriş çıkışlar için Kemeraltı yönündeki iki kapı kullanılmıştır. Bu kapılardan denize yakın olanı “Araba Kapısı” olarak anılmıştır. Valilik çalışanları, arabalarıyla bu kapıdan giriş çıkış yapmışlardır.

31 Temmuz 1970 tarihinde yanan Hükümet Konağı bir kaç yıl sonra tamamen yıkılır. Uzun zaman “Ne yapılacağı” konusunda kararsız kalınırsa da, Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemlerini, işgali ve Cumhuriyet’in heyecanını yaşayan ve 125 yıldır İzmir’e hizmet eden bu yapının ana binası aslına sadık kalarak inşa edilir. Ancak çevresindeki binalar yıkılarak yerlerine günümüzde de kullanılan çok katlı hizmet binaları yapılır. Bu binalarda başta Konak Kaymakamlığı, İzmir Emniyet Müdürlüğü ve Nüfus Müdürlüğü olmak üzere birçok kuruluş hizmet vermektedir.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR **********
KALEGÜNEY
Alıntı ile Cevapla