Çanakkale Savasi gerçekleri
Çanakkale Savasi gerçekleri
Sultan Ikinci Abdülhamid Hân'in keyfi idaresinden (!!!) sikâyetle isbasina gelen Ittihatçi sergerdeler devlet idaresine hâkim olduktan sonra öylesine keyfî bir idare kurmus ve "hürriyet kahramani" diye alkislanan bu kabadayilar o derece müdhis birer diktatör olmuslardir ki, Birinci Dünya Savasi'nin baslamasindan (24 Temmuz 1914) hemen sonra Almanlarla yapilan ittifak, Sadrâzam Said Halim Pasa, Harbiye Naziri (Bakan) Enver, Dahiliye Naziri Talât ve Meclis-i Meb'ûsan Baskani Halil (Mentese) ile Alman Büyükelçisi Baron Von Wangenheim arasinda hazirlanip imzalanmis (2 Agustos 1914) ve isbu ittifak basta devrin padisahi olmak üzere bütün Heyet-i Vükelâdan (Bakanlar Kurulu'ndan), hatta Ittihatçilarin üçüncü adami Cemal Pasa'dan gizlenmistir!.. Cemal Pasa'nin hatiratinda bu mevzuda genis bilgi vardir.
***
* Dünyanin pek buhranli bir döneme sürüklendigi o günlerde Almanlarla gizlice anlasan Ittihatçilardan nevzuhur hürriyet kahramani Enver Pasa'nin emriyle iki Alman zirhlisi "Goeben" ve "Breslav" (bilâhare "Yavuz" ve "Midilli"
Çanakkale Bogazi'ndan içeri alinmis (11 Agustos 1914) ve Enver Pasa bu mühim olayi arkadaslarina mütebessim bir çehre ile: "Bir oglumuz oldu" diyerek duyurmustur! Bu olaydan da ne padisahin (devlet reisi), ne Sadrâzamin (basbakan) ne Heyeti Vükelâ'nin (Bakanlar Kurulu) ve ne de alâkali diger kimselerin haberi olmamistir!
***
* Devletin Birinci Dünya Savasi'na katilmasi ise, yine bütün ilgili mes'ul devlet adamlarinin bilgisi disinda Enver Pasa'nin emriyle olmus, isimleri "Yavuz" ve "Midilli"ye çevrilen iki Alman zirhlisi bizzat Enver Pasa'nin emriyle Karadeniz'e çikip 29 Ekim 1914 Persembe günü Rus donanmasiyla sahillerini topa tutmus ve böylece Osmanli Imparatorlugu savasa katilmistir!.. Rus donanmasiyla sahillerine taarruz için Enver Pasa'nin Alman Amiral Souchon'a çok gizli isaretli bir emir gönderdigi ve devletin savasa katilmasindan alâkali kimselerin haberi olmadigi Nimet Kuraf'in "Türkiye ve Rusya",Hikmet Bayur'un "Türk Inkilâbi Tarihi", Amiral Lorley'in "Türk -Sularinda- Deniz Hareketleri", Yilmaz Öztuna'nin "Türkiye Tarihi", Ali Ihsan Sabis Pasa'nin "Harb Hatiralarim" ve General Fahri Belen'in "Yirminci Yüzyilda Omanli Devleti", Ismail Hami Danismend'in "Kronoloji"si gibi pek çok eserde sarahatle kaydolunmustur.
***
* Birinci Dünya Savasi boyunca pek çok cephede: Galiçya, Yemen, Iran, Irak, Makedonya, Dobruca, Hicaz, Kafkasya, Çanakkale, Sina ve Filistin gibi on cephede feragat ve fedakârlikla dövüstük. Bu cephelerden Çanakkale'de savas 3 Kasim 1914 Sali sabahi yirmi sekiz gemiden olusan bir Ingiliz-Fransiz filosunun Kum-Kale ve Sedd-ül-Bahir istihkamlarina açtigi ates ile baslamis, torpil tarlasina ragmen içeri girebilen Ingiliz denizaltilari zaman zaman agir zayiatimiza sebeb olmus, bu arada 26 Kasim günü Mes'udiyye zirhlimiz batmis, 19 ve 25 Subat'la 4 Mart günkü düsman taarruzu dis istihkâmlarda ve buralardaki bataryalarda büyük hasara sebeb olmustur.
***
* "Çanakkale Sehidleri" sairi Mehmed Âkif Bey'in "Safahat"inin altinci kitabi "Âsim"da: "Eski dünya, Yeni Dünya, bütün akvam-i beser/ Kayniyor kum gibi, tufan gibi, mahser mahser..." "Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ" diye andigi düsmanin "rezil istilâ"siyla "daglar, taslar sühedâ gövdesi" ile dolmus, Çanakkale'nin böyle zor günler geçirdigi safhada Babiâli (hükümet) her ihtimale karsi hükümet merkezini Anadolu'ya nakletmeyi düsünmüs ve bu karari Beylerbeyi Sarayi'nda adeta mahpus hayati yasattiklari Sultan Ikinci Abdülhmid Hân'a bildirmek üzere Talât ve Enver Pasalar saraya gelerek huzura kabul edilmislerdir. Abdülhamid Hân'in en küçük sehzâdesi Âbid Efendi'nin (17.05.1905 Yildiz Sarayi) 8.12.1973 (Beyrut) anlattigina göre:
"- Pasalar, Çanakkale'deki savas durumunun muhtemel kötü neticelerinden bahsetmisler. Padisahla (Sultan Resad), babamin ve Veliahdin Anadolu'ya götürülmeleri planini açiklamislar. Babamdan, tecrübeleri dolayisiyla mütalâasini sormuslar. Sonradan babamin anlattigina göre, pasalari büyük bir sükûnetle dinlemis, onlara sahsi görüsünü ve tavsiyesini asagi yukari su sözlerle bildirmis: "Ben yerimden bir adim bile kimildamam ve bir yere gitmem. Biraderim Padisah (Sultan Resad) için de tavsiyem, saraydan asla ayrilmamasidir. Allah göstermesin bir ayrilik hem ordunun hem milletin maneviyatini bozar. Yenilmek mukadderse bu hareket onu çabuklastirir. (.......)
Ben büyük ceddim Fâtih Sultan Mehmet Hazretleri'nin zaptedip milletimizin göz bebegi haline gelen ve devletimizin merkezi olan Istanbul'u düsman isgali altinda görmektense ölmeyi tercih ederim. Biraderimin (Sultan Resad) Istanbul'u terk eylemesi yolundaki tavsiyenize gelince, bu husus tarihimize büyük bir leke olarak geçer. Bundan kat'i olarak vazgeçilmesini tavsiye ederim."
Abdülhamid Hân'in bu sâhâne jesti neticesinde Istanbul bosaltilmaktan kurtulup nakil isinden vazgeçilmistir!..
***
* Çanakkale'deki rezil istilâya büyük darbeyi Mehmed Âkif Bey'in: "Âsim'in nesli, diyordum ya, nesilmis gerçek/ Iste çignetmedi namusunu çignetmeyecek" dedigi nesil vurmus, 18 Mart 1915 Persembe günü Ingiliz amiral Robeck ile Fransiz amiral Guépratte kumandasindaki on sekiz büyük zirhli ile, daha bilmem ne kadar muhrip ve denizalti üç filo halinde bogaza girerek yedi saate yakin taarruzunu sürdürmüsse de, "ancak ebediyyetlerin istiâb" edebilecegi "bu topraklar için topraga düsmüs asker" karsisinda maglup olmus, Ingilizlerin Ocean ve Irreristible zirhlilariyla Fransizlarin Bouvet zirhlisi alti yüz mürettebatiyla batmis, daha bazi zirhlilar agir hasar görürken üç düsman gemisi karaya oturmustur!.. Böyle üçte birini kaybeden düsman donanmasinin geriye kalanlari da selâmeti firarda bulup kaçmislardir!..
***
* 86 yil evvelki Çanakkale zaferinin kahramani "Gömelim gel seni tarihe dense sigmayacak, gökten ecdâd inerek o pâk alnini öpecek olan, sehid oglu sehidlerdir." Bu gerçegi Çanakkale savasinda Anafartalar kumandani olan Miralay (Albay) Mustafa Kemal Bey'in (Atatürk) Rusen Esref Ünaydin'a anlattiklariyla ortaya koyalim:
"Karsilikli siperler arasinda mesafemiz 8 metre, yâni, ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulamamacasina kâmilen düsüyor, ikincidekiler onlarin yerine gidiyor. Fakat ne kadar gibtaya deger bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar kendi ölecegini de biliyor, hiç fütur bile göstermiyor, sarsilmak yok!.. Okumak bilenler ellerinde Kur'ân-i Kerîm, Cennete girmeye hazirlaniyorlar. Bilmeyenler, Kelime-i Sehadet çekerek yürüyorlar. bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren sâyan-i hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalisiniz ki, Çanakkale muharebesini kazandiran bu yüksek ruhtur."
***
* Kara savasi da dahil sekiz ay, on dört gün devam eden Çanakkale Savasi'nda 55.127'si sehid, 100.177'si yarali, 10.067'si kayip ve 21.498'i muhtelif hastaliklardan hayata veda eden cem'an 186.869 evlâdimizi kaybettik. Yarindan sonra kutlayacagimiz 18 Mart zaferinin 86'nci yildönümünde Çanakkale sehidleriyle birlikte, cümle sühedâyi sükran, minnet ve rahmetle aniyor, sehidlerimizden sefaat diliyoruz...
Kaynak: Milli gazete, 16.03.2001