Aile
Tarih boyunca Batılıların tekrar ettikleri cümle hep aynı olmuştur:
-Müslümanlarda aile kutsaldır, kolay yıkılmaz!
Şüphesiz ki bu tespit geçmişte gerçeğin ta kendisiydi. Aileye İslam kültürüyle bakıldığı devrelerde aile yapısını sarsmak, aile bireylerinin karşılıklı saygı, sevgisini zayıflatmak mümkün değildi.
Çünkü Müslüman aile hayatını yaşadığı yuvasını, dünyasından başka ahiretini de kazanacağı bir kutsal mekan olarak biliyordu.. Cennet de, cehennem de orada kazanılırdı onun kültüründe.
Nitekim aile içindeki fedakârlıkların ahireti kazandıran değeri şöyle ifade edilmekteydi...
-Mahşerde kulun terazisine konacak en ağır sevap, ailesi için çektiği zahmet ve yaptığı harcamanın sevabı olacaktır!..
Heytemi'nin Zevacir'indeki bu hadise göre, beyin aile efradı için yaptığı harcama ve çektiği zahmetler, hanımın ev içindeki emek ve gayretleri.. sevabı en çok olan amellerinden biri olarak çıkacak karşılarına...
Bu sebeple, hanımın evini temizlemesi, çamaşırlarını yıkaması, beyinin hizmetlerini görüp yemeğini hazırlaması, çoluk çocuğuna bakıp yetiştirmesi... gibi aile içi hizmetlerinin hepsi de İslam kültüründe basit ve karşılıksız bir dünyevi hizmetçilik sayılmamakta, sevabı ağır amellerinden biri olarak ahirette yanında yer alacağına işaret edilmektedir.
Tergıp ve Terhip gibi değerli hadis kitaplarında tekrar edilen şu hadiste aileye İslam kültürüyle bakan hanımları sevindiren ölçüler vermektedir:
-Kadın beş vakit namazını kılar, orucunu tutar, kendini haramlardan korur da, beyini de kendinden memnun ederse o hanıma ahirette denir ki:
- Ey yuvanın huzurunu sağlayan sabırlı hanım, buyur cennetin hangi kapısından girmek istersen oradan gir, cennetin tüm kapıları sana açıktır!
Demek ki, evde sabır gösterip aileyi ayakta tutan dindar hanıma, "Cennetin hangi kapısından istersen gir" teklifi layık görülmektedir..
Heytemi'nin Zevacir'indeki bu hadisin manasını teyit makamında şu olay da kaydedilmektedir..
Bir hanımefendi Efendimiz (sas) Hazretleri'ne gelerek bazı sorular sormuştu. Efendimiz ona 'Beyinle nasılsın?' diye sordu. O da:
- Elimden geldiği kadarıyla hizmetinde kusur etmemeye çalışıyorum! cevabını verdi.
Bunun üzerine Efendimiz (sas) Hazretleri kadına şu hatırlatmada bulundu:
- Dikkat et! Beyin senin hem cennetin hem de cehennemindir!..
Yani cenneti de cehennemi de ona karşı takındığın tavrınla kazanabilirsin!..
Elbette bu hüküm sadece hanımlar için değildir. Beyler için de geçerli olan adil bir hükümdür. Ailenin reisi olan beyin cenneti de cehennemi de evde ailesine karşı takındığı adaletli, yahut da adaletsiz tavrıyla ilgilidir. Bundan dolayı aile reislerini ikaz eden Efendimiz (sas) şöyle hatırlatmada bulunmuştur:
-Dikkat edin, benim yanımda sizin hayırlınız, ailesi için de hayırlı olandır!..
Demek ki ailesine hayırlı davranmayan kimseyi Efendimiz (sas) de ümmetinin hayırlısı olarak görmemektedir.
Bütün bunlardan anlaşılan şudur:
-Müslüman erkek ve kadın cennetini de cehennemini de kutsal aile ocağında kazanırlar. Aileye İslam kültürüyle bakan bireyler, saygıyı ve sabrı tercih eder, yuvayı yıkılmaz hale getirir, kazanırlar; bu kültürden mahrum olarak bakanlar ise saygısızlık ve sabırsızlığı tercih ederler, yuvanın huzurunu yok edip pişman olacakları sona doğru hızlanırlar...